Ne saçmaladığımı merak ediyorsunuz değil mi? Ama hiç de saçma değil. Geçenlerde tanık olduğum ve ister istemez içine dâhil olduğum konuyu duyunca, bana hak vereceksiniz. Bugüne kadar gerçekten hiç o açıdan bakmadığımı fark edip – ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum ama – garip bir aydınlanma yaşadım sanırım.
Milenyum çağıyla başlayan ve değişen ilişki türleri ve davranış modellerine bakarken, ben ve benim tarzımdaki kişiler zaman içerisinde garip olaylar yaşamaya başladığımızı fark ettik. Büyüdüğümüz değerler, öğretiler, genel kültür, görgü ve göreneğin, hepimizi etkileyen faktörler olduğunu biliyoruz. Yaşlarımız ilerledikçe, hayatlarımızı yaşadıkça, hepimiz de saydığım unsurların etkilerini gösteriyoruz. Bu sadece özel ilişkilere bakış açımızla ilgili değil ki; aile, akraba, arkadaşlık, mahalle ve iş ilişkilerinde de aynı bakış açımız kendini gösteriyor. Yani benim gibi olmayan “kabadır” diyemem ya da senin gibi değilim diye “davetkâr” olamam herhalde değil mi?
Aldığım görgü göreneğe ve kültüre dayanarak, insanlara güzel ve kibar davranmam, yanlış anlaşılabiliyormuş! Yok artık.. Çok samimi söylüyorum, bundan yaklaşık on sene öncesine kadar böyle bir durumun, yaklaşımın semeresi okunmuyordu. İnsanlara, insan olduğu için düzgün davrandığımız ülkemizde, kadın-erkek fark etmeden bu şekilde anlaşılmasını kafam almıyor bir türlü. Ama itiraf etmeliyim ki; bunu ilk duyduğumda farkında olmadan çözmeye çalıştığım bir bulmacanın parçası yerine oturmuş gibi geldi. Evet, maalesef geldiğimiz nokta buydu.
Bir kadına ya da erkeğe kibarca “Günaydın, merhaba, iyi günler, iyi akşamlar, teşekkürler” desek veya yardımcı olsak, bir tuhaflık oluşuyor ortamda ya da konuyu başka yere çekme eğiliminde oluyorlar. Bunu da sağ olsun, çoğunlukla erkek arkadaşlar güzel kullanıyor. Hâlbuki ortada bir cilve, bir edalı bakış ya da bir flörtleşme yok ki! Yani durum şu, -herkes için söylemiyorum ama maalesef azınlıkta olduğumuzu da kabul etmeliyiz – siz bir kadın ya da erkeğe usulünce soru sorar, teşekkür eder ya da iyi günler dediğiniz an, radarlarına giriyormuşsunuz efendim. Anlayın lütfen.
Uzun zamandır fark etmediğim, saçma bulduğum şey, döndü dolaştı beni buldu. Niye benim insanım yanlış anlar ki, bunu çözemiyorum. Her kibar davranan ya da davranmasını bilen kişi, flört edebileceğimiz kişi listesine filan mı giriyor? Bu mudur ilk kural? Kesinlikle değil. Ya da şöyle söylemek daha doğru: “ Bende kesinlikle geçerliliği yok.”
Rica ediyorum bayanlar, baylar! Ananelerimizden, atalarımızdan gelen o koruduğumuz görgü göreneğimizle, flörtleşmeyi karıştırmayalım. Hepimiz boşuna zaman kaybı yaşıyoruz, üzerine saçma fikirler ürettiğiniz davranışları anlattığımızda da, ikna olmuyorsunuz. Hepimiz aynı örf ve adetten gelmemiş olabiliriz. Ne olmuş? Birbirimizi anlamamızın sadece bir yolu mu var? Her söylenenin altında bir şey aramaktan vazgeçin. Her şeyden önce hepimiz insanız ve insan olduğumuz için değer görüyoruz, değer veriyoruz. Amaçlarımız farklı olduğunda da, emin olun hepimiz ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz değil mi? Kandırmayalım birbirimizi. Bunun arkasına sığınarak, “cesaret mi – doğruluk mu?” oyunu oynamayalım isterseniz.
Unutmadan, bu konu o kadar önümüzü kesti ki bir noktayı kaçırıyordum az daha. Bir de kibarlığı, acizlikle karıştıranlar var ki, hangi duruma üzüleyim bilemedim. Neymiş: “Hayatını eline almak istiyorsan, kibarlığı rafa kaldıracaksın” Öyle bir dünya yok canım! Kibarlığın ve acizliğin ne demek olduğunu öğrenin de ondan sonra gelin karşıma. Neler var, neler.. Hayatlarında mücadele ederek, tırnaklarını dişlerine geçirerek yaşayan çok insan tanıyorum. Üstüne üstlük çok da kibarlar. Ve emin olun, hiçbiri de aciz değil! Buna ne diyeceksiniz, merak ediyorum. Hayatta hangi sıfatlarla yaşadığımızı öğrenmek için, ilk önce kendinizden başlayın. Ve davranışlarınızın, düşüncelerinizin karşılığına tam denk gelen sıfatları öğrenin ki, dışarıya baktığınızda doğru görün, doğru değerlendirin.
Eh be farkındalık! Kimine uğruyorsun, kimine uğramıyorsun, kiminin de kapısını çalıyorsun ama açan yok, değil mi? En zor iş, iletişim. Ama inanın ki aslında en kolayı, bilebilirseniz. Doğru ve iyi niyetli, insanca yaklaşılan ya da yaklaştığınız hiçbir iletişimden zarar gelmez. Hatta daha da güzel insanlarla tanışır, mutlu olursunuz. Neme lazım, dikkat edin. Maazallah, iyi arkadaşlar edinirsiniz, güzel sohbetleriniz olur. Aman diyeyim, sakın bulaşmayın.
“Her erkeğin ya da kadının kibar davranması, davetkâr bir davranış modeli değildir” Yani Türkçe meali, sizinle flört etmek için öyle davranmıyordur, sadece insan olduğunuz için öyle davranıyordur nokta. Ya da şu acizlik meselesi.. “Hiç kimse aciz olduğu için kibar davranmaz.” Tam tersi, kendini bilen, öz güven sahibi, güçlü kadın ve erkekler kibar davranırlar. Bunu şimdi başka tarafa çekebilirsiniz diye son bir dipnot ekleyeyim.
“Güçlü insanlar kibardır” kısmını çekip alırken dikkat edin. Maddiyattan bahsetmediğimi, manevi olarak kişinin kendi gücünden bahsettiğimi, üstüne basa basa belirtiyorum. Buraya da kanıt olsun diye bırakıyorum. Kibarlığımdan ödün vermeden…
Görüşmek üzere
Sevgiler.