Sahip olduğunuz değerleri sayın desem ya da kendinizi ne kadar değerli hissediyorsunuz ve ona göre yaşıyorsunuz desem, ne kadar gerçekçi davranırsınız bana? Göründüğünüz hallerinize mi yoksa oldurduğunuz hallerinize göre mi konuşurdunuz.. Size bırakıyorum.
Ya da şöyle tersten konuya girsem ne değişir, bakalım mı?. Sevdiğiniz insanlardan ne kadar değer görüyorsunuz? Onlara bağlı mısınız yoksa farkında olmadan bağımlı mı oldunuz? Farkı nasıl anlatırdınız bana acaba, merak ediyorum.
Acaba..
İnsanlığın tarihine inmeyeceğim, yakın geçmiş de yeterli olacaktır.. Çevremizde yer alan her insanın hayatımızdaki yerlerini ve onların hayatlarındaki yerimizi belirleyebiliyor muyuz? Buna gücümüz yetiyor mu ya da ne ölçüde yetiyor? Bu satırları yazarken iç sesim bağırıyor: İnsanların gözündeki değerimizi pek tabi ki biz belirleyebiliriz ama her şeyden önce biz kendi değerimizin farkında mıyız acaba? Hayatımızdaki bazı insanlara ne kadar ihtiyaç duyuyoruz da ne kadar yakın mesafede tutuyoruz? Kime göre, neye göre? Ya da sevdiğimizi düşündüğümüz insanlara bağlı mıyız yoksa bağımlı mıyız? Tüm bunları nasıl ayırt edebiliriz dersiniz? Tabi ki kendimizin ne olduğunu, ne istediğimizi bilerek..
Bu dünyaya hepimiz bir değer olarak gelmiyor muyuz? Kelime oyunu yapmıyorum, adı üstünde gerçeği söylüyorum. Niye kendimizin farkında değiliz ki.. Sahip olduğumuz kusurların bile bir güzelliği varken güzel ve iyi yönlerimizin farkına varmakta ve kabul etmekte bizi zorlayan ne? Kendimizi sevmeyi, kendimize saygı göstermeyi ve sahip olduklarımızın farkında bile olmadan kendimize değer vermeyi unutuyoruz. Evet, unutuyoruz. Çünkü daha çocukluğumuzda tüm bu unsurlar vardı. Sadece farkında olmadan kafamızı o kadar dışarı çeviriyoruz ki zamanla kendimizden önce hep başkaları geliyor. Yapmayın, hatırlayın.. Kendinize hatırlatın lütfen..
Kendimizi değersiz hissettiren tüm kişi, ortam ve koşullardan uzaklaşalım – uzaklaşamayacağımız tek ortam ailemiz. Tek çözüm, onları da öyle kabul edip hayata devam etmek- .Kendimizden uzaklaştırmaya çalışan, kendimizi değersiz hatta sadece bir şeye/ kişiye bağımlı olarak yaşayabileceğimize inandıran o kadar faktör var ki. Başta çevremizdeki insanlar olmak üzere, toplumun içinde yer alan o “en iyi kişi, en güzel/ yakışıklı, kurum, nitelik, meslek, ortam” diyerek sayabileceğimiz daha niceleri var. İnsan olduğumuzu unutmadan, insan gibi değer görmeden önce kendimize insan gibi davranmayı belki öğrenmeliyiz belki hatırlamalıyız. Kendi kendimize her gün “Ben değerliyim” diyerek alıştırma yaparak düzeltebileceğimiz bir şey olmadığını söylememe gerek yok. Kim söylüyorsa da inanmayacağımı şimdiden söyleyebilirim.
Kendinize bir bakın, bugüne kadar sahip olduğunuz, sevdiğiniz, sevmediğiniz, bir türlü kurtulamadığınız alışkanlıklarınızdan, düzelttiğiniz ya da hayatınıza getirdiğiniz yeni bir yeniliğin hayatınızdaki yerine kadar her noktayı değerlendirin. Şaka yapmıyorum. Bunları düşünürken bile yüzünüzdeki duygu ve mimik geçişlerini ben bile görebiliyorum. Ne kadar da özel, ne kadar da sadece size ait olduklarını görmek ne paha biçilemez farkına varın, her ne kadar hemen hemen herkeste aynı özellikler olduğunu söylesek de. Bu bir yanılgı ya da kısmen doğru olabilir. Evet çoğumuz aynı özelliklere sahipmişiz gibi gelir ama her birimizde aynı mı duruyor, sorarım size? Bende durduğu gibi sizde durur mu; Sizde durduğu gibi bende?
Siz kendinizin ne kadar değerli olduğunu fark etmedikçe, bunu hatırlatan, sizi siz yapan şeyleri yapmadığınız ve yaşamadığınız sürece başkalarının hayatını yaşayıp bağımlı olacaksınız. Ve günün sonunda daha çok mutsuz ve daha çok huzursuz bir hayat bizi bekleyecek. İlk önce kendimize bakalım, sonra çevremiz zaten kendi kendine şekillenecektir, merak etmeyin. Sonrası ise, gerçek mutluluk ve huzur olacaktır. Evet..senden bahsettim, umarım beni duyabilmişsindir.
Sevgiler
Kaydet