Şimdi benden başlıktan görüp de Cilt Bakımı Sırları ve 12 Kuralı gibi bir yazı beklemeyin. Cildimizin bakımıyla ilgili hiç kimsenin üzerinde durmak istemediği daha doğrusu uygulamaktan kaçtığı, üşendiği şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Kendimi bildim bileli, her şeyden önce cildimin temizliği ve sağlığı önceliklerim arasında olmuştur. Bu aslında sürekli söylendiği gibi beslenme düzeniyle başlayan, kullanılan ürünlerle sonuçlanan bir dizi süreçten oluşuyor. Beslenme alışkanlıkları ve düzenleri hakkında çok fazla bir şey söyleyemem. Çünkü herkesin metabolizmasının istediği ve yararlı bulduğu düzen değişebiliyor. Tabi ki buraya değişmez gerçekleri de eklemeden geçmeyelim. Hayatımızın herhalde en büyük zevk ve tad aldığımız o zararlı yiyecekleri yok mu, onlar olmasa herhalde sadece cilt bakımı değil birçok şeyi de çözmüş olurduk. Ama malum, hayatımızın acı gerçekleri arasında listede 1 numara! Cipsler, Nutella! çerezler, ayrı kategoride değerlendirmek istediğim çekirdekler, çikolatalar, asitli içecekler ve liste uzar gider. Bahsettiğim bu beslenme zincirimizin son halkası bile olmayacak besinleri size bırakıyorum. Ben eve almamakla çözüm buldum, rahatladım. Amma velâkin, oldu da bir şekilde girdiyse eve, bitirilmeden bırakılmıyor, nokta. En temel konumuzu da açıklığa kavuşturduysak, beslenme dışında yapılabileceklere bir göz atalım.
Cilt Bakımı konusunda en önemli pusulanız cildinizdir aslında ve o bitmek bilmeyen, sivilceleri sıkmadan duramayan elleriniz. Kural 1: Ellerinizi yüzünüzden hemen çekin! Başka da bir büyük kuralım yok, merak etmeyin. Şaka bir yana, cildinize yapıp yapabileceğiniz, hasar bıraktığınız en kötü alışkanlıklardan bir tanesi bu olsa gerek. Hayır, şu tam görülemiyor herhalde, can sıkıntısının sivilce sıkılarak geçtiği ne zaman görülmüştür, hiçbir zaman. Hatta bir de ortaya çıkan sivilce izleri ve daha da büyüyen iltihaplanan sivilcelerle uğraşmak var, değer mi, değmez. O yüzden bu alışkanlığı bir kenara bırakabilirseniz, zaten %50 si tamamlanmış sayıyorum. Ben ne mi yapıyorum? Mesela benim alın ve çene bölgemde çok yoğun sivilce çıkar, hatta bile bile lades deyip yağlı yağlı çerezleri yediğimde daha da çok çıkar. Ama ben kabulleniyorum. Evet, o sivilceler çıkacak, büyüyecek, kıpkırmızı olup kapatıcılarla bile kapanmayacak. Hiç istifimi bozmuyorum, sabah akşam nasıl temizliyorsam, aynı şekilde istikrarlı bir şekilde, düzenimi değiştirmeden devam ediyorum. Ve gün geliyor, galip gelen her zaman ben oluyorum. Cildimizin sahip olduğu kusurları bilerek ona göre davranırsak, aslında çok da aman aman büyük şeyler yapmamıza gerek de kalmıyor. Cilt bakımı başlığı çok geniş bir konu olduğu için bu yazımı “Cilt Bakımına Giriş” olarak düşünebilirsiniz. Daha sonra bölge bölge gidip neler yapılabilir, konuşuyor oluruz.
Cilt Bakımı İçin Cilt Tipinizi İyice Öğrenin
Uyandığınızda, gün içerisinde ve yatarken, en çok muhatap olduğunuz, karşılaştığınız yer, yüzünüz yani cildiniz oluyor. Vücudunuza, dişlerinize, saçlarınıza nasıl bakıyorsanız cildiniz de aynı özeni isteyecektir. Ben burada bir milyon ürün kullanmanız gerekiyor, anca iyi olur demeyeceğim. Çok fazla kozmetik, bitkisel ürün var, size en iyi gelen ürünleri tercih edip etmemek sizin kararınızda. Ama şunu da bilin, çok fazla ürün kullanmak ya da değiştirmek cildinize faydadan çok zarar da getirebiliyor. Yaş ve cildin yapısına göre de kullanılacak ürünler değişecektir tabi ki ama başlıca etken, cildi temiz ve nemli tutmaktır. Bunca yıldır yaptığım doğru şeylerden bir tanesinin bu olduğunu, yıllar içinde gördüm ve çok mutlu oluyorum. Belki genetik biraz da içimden gelen özenle, her zaman cildimin temizliğine önem verdim, veriyorum da. Makyaj yapmayı seviyorum ama çıkarmadan yatağa girdiğim gün sayısına bakacak olursak yılda beş günü geçmez herhalde. Burada en temel unsur ilk önce cilt tipinizi çok iyi bilmekten geçiyor. Sonrası zaten reçete gibi karşınıza çıkacaktır.
Arkadaşlarımın ve yakın çevremin bana sordukları soru hep niye cildin bu kadar temiz ve sağlıklı? Benim de cevabım genellikle, onları gözlemleyip yanlış uygulama yaptıkları alışkanlıklarıyla oluyor. Eminim sizler de bazen bu yanılgıya düşüyor olabilirsiniz. Cilt bakım rutininiz için bir set kullanmaya başlıyorsunuz ve daha bir ya da iki ay olmadan, “bu ürünler cildimi mahvetti, bırakıyorum” diyerek başka markanın başka cilt bakım ürünlerine yöneliyorsunuz. Bu benim en fazla gördüğüm yanılgı. Yapmayın lütfen. Evet, bazı ürünler, ciltte inanılmaz boyutta etkisini gösterebiliyor, zarar verebiliyor. Bunlar kesinlikle bırakılmalı zaten. Benim bahsettiğim kısım ise, ilk bir iki hafta ve ilerleyen ay içerisinde cildinizde ufak tefek çıkabilecek sivilcelerden bahsediyorum. Bu kadar kısa bir süre içinde ürünler hakkında karar vermek yanlış olmakla beraber, hemen akabinde ürün değiştirip kullanmak da cildinize daha fazla zarar verebilir, yapısını değiştirebilir. Yine yeniden söylüyorum, tabi ki uzman değilim. Bu kadar yıllık deneyimden sonra bir şeyler söylüyorum, o kadar. Kulak verip vermemek sizlere düşüyor. Dolayısıyla ürünlerin etkili olup olmadığı sonucuna ancak belirtildiği düzende ve sıklıkla kullandığınızda ve bir iki ay geçtikten sonra karar verebilirsiniz. Bir iki ay geçtiğinde, eğer ki iki gün kullanıp üç gün kullanmıyorsanız vereceğiniz karara güvenmediğim zaman da bana karşı çıkmayın. Bunu şöyle açıklayayım. Aranızda cilt bakımı yaptıran varsa çok iyi bilecektir, yaptırmayanlar varsa da bir dipnot olarak belirtelim. Özellikle temizleme esaslı, siyah noktalara odaklı bir cilt bakımından bahsediyorsak bittikten sonra cildinizin görüntüsü tam olarak da sivilce dünyasına dönüyor. Dönüyor dönmesine ama amaç da zaten bu. İyi misin ne alakası var diyenlere de şunu söylüyorum. Cildinizin altında bulunan kirli tabaka, siyah noktalar vs hepsi gözeneklerden açığa çıkarılarak temizlenmiş oluyor. Ortaya çıkan görüntü de bir iki gün içerisinde normale dönerek rahatlıyor. Yani demem o ki bu kadar güçlü etkiyi bir anda cilt bakım ürünlerinden bekleyemeyiz tabi ki ama cildinizi temizlerken ve ona bakım yaparken, ölü derilerin ve siyah noktaların, cildin kirli tabakasının da temizlendiğini düşünürsek, ilk etapta sivilcelerin çıkıyor olması normal bile karşılanabilir. Bunu herkes için söylemiyorum. Cilt yapınız sorunlu ve doktor kontrolüyle tedavi ediliyor olabilir ya da her kişide böyle sonuçlanacak diye bir durum yok. Genellikle karşılaşılan durumu paylaşıyorum. Dolayısıyla siz siz olun sabah kalktığınızda cildinizi bir güzel temizleyin, nemlendirin bırakın. İster makyaj yapın ister yapmayın. Yapsanız da yapmasanız da akşam eve geldiğinizde aslında hemen yapılsa daha iyi olur ama hadi yatmadan önce de olur cildinizi tekrar temizleyip nemlendirirseniz günlük yapmanız gereken uygulamalar bitmiş olacak. Hatta cilt bakımınız içerisinde haftada bir peeling ya da maske varsa, işi keyfe bile dönüştürebilirsiniz.
Cilt Bakımının Sırrı Kendi İçinde!
Makyaj yapılsa da yapılmasa da, havadaki kir ve tozun cildimizde bıraktıklarını tahmin etmemize gerek yok, temizleme sütü ya da tonik ile sildiğinizde de görebilirsiniz. Buna ek olarak kullanılan makyaj fırçalarının da düzenli olarak temizliği, cilt temizliği açısından inanılmaz bir noktada yer alıyor, inanın bana. Kısacası, sizden ricam, ister uygun fiyatlı cilt bakım ürünleri kullanın ister yüksek fiyatlı cilt bakım ürünleri kullanın fark etmez. Cildinize yarayan, iyi gelen cilt bakım ürünlerine karar vermek için acele etmeyin. Ya da pazarlama sektörünün incilerinden olan reklamlarımızın gözünüzü boyamasına da izin vermeyin. Belki doğruyu söylüyorlardır, ürün etkilidir ama durun, deneyin, gözlemleyin sonra karar verin. Ürünler, markalar duruyor, bir yere gitmiyorlar. Hem paranızdan, hem de cildinizden olmaya gerek yok. Bundan sonraki adım da lütfen cilt tipinize göre aldığınız cilt temizleme ürün ve kremlerini düzenli olarak kullanın. Ancak o zaman etkisini fark edebilirsiniz. Zaten bunlara uyduğunuzda, kendinize özgü Cilt Bakımı Sırları da ortaya çıkacaktır, güvenin. İster güvendiğiniz bir markanın ürünlerini kullanın, ister tonik yerine en güzelinden bir gül suyu kullanın ama düzenli kullanın. Cildinizin size karşılık verdiğini göreceksiniz.
Aslında bakıldığında yapılması ve uygulanması çok da zor olmayan şeyleri söyledim değil mi, hatta çok iyi bildiğiniz şeyleri. Emin olun, uyguladığınızda, dikkat ettiğinizde, çok da sizi sıkıntıya sokmayacak hatta daha az ilgilendiğinizi fark edeceğiniz bir cildiniz olacak. Ve unutmadan, şu herkesi kasırgası altına alan insanları kozmetik canavarına dönüştüren kampanya ve kişisel bakım marketlerinin tuzağına da düşmeyin. Dibi yok kuyunun, gören olmadı daha. Siz size iyi gelen, severek kullandığınız ürünlerin takibini yapın, gerisini boş verin. Yeni bir ürün ihtiyacınızda da lütfen ama lütfen iyi araştırın. Çok iyi çalıştırılmış satış danışmanlarına, işin uzmanı olmayan, kulaktan dolma bilgilere göre de hareket etmeyin. Canım internetin nimetlerinden yararlanarak, kullananların yorumlarına, videolarına göz atarak da karar verebilirsiniz. Bu yaklaşımla seçeceğiniz ürünler, çoğunlukla doğru karar olacaktır, hadi diyelim olmadı ama büyük zararlar da vermeyecektir. Ruhumuza, sağlığımıza nasıl bakıyorsak aslında cildimize de öyle bakmalıyız. Verdiği tepkilere, ihtiyaç duyduğu şeylere göre en doğru ürünlerle bakmalı ve beslemeliyiz, hepsi bu. Cilt bakımının en büyük sırrı da gördüğünüz gibi burada yatıyor!
Sevgiler