Oyun Adı: Her Aşk Biraz Komiktir
Yazan &Yöneten: İrfan Kangı
Oyuncular: Hande Katipoğlu, İrfan Kangı, Begüm Öner, Kerem Poyraz Kayaalp ve Atilla Pekdemir
Türü: Romantik Komedi / 2 Perde
Aranızda İrfan Kangı’yı tanıyanlarınız var mı diye sormayacağım, ismini hatırlayamasanız bile görünce tanıdığınızı anladığınız bir kişi olarak karşınıza gelecektir. Ve sosyal hayatında bile mizahı sürekli canlı tuttuğuna inandığım bir kişinin, oyuncunun yazıp oynadığı bir tiyatro oyununda nelerle karşılaşacağımı az çok bilirim. Nitekim de oyun, genel hatlarıyla beklediğim gibi güzel ve eğlenceliydi.
Oyunu izlerken kafanızdan geçen düşünceler, hemen hemen belli oluyor. Kendimizi bildik bileli, kadın erkek ilişkilerinin dinamiğini anlamaya, çözmeye çalışıyoruz. Çözdüğümüzde de, başka etkenler çıkıyor ve bu halka büyüyerek devam ediyor. Tanışıp flört döneminden tutun da, evlilik ve boşanma süreçleriyle karşımıza kaç farklı portre çıkıyor, biz de bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey varsa o da “Her Aşk Biraz Komiktir” oyununda, her şeyi çözen unsurun, sevgi ya da daha da karmaşıklaştıran unsurun da, gurur olduğu ortaya çıkıyor. Dış etkenleri saymıyorum bile..
Mutluluğu arayan evli çiftimiz; Hande ve İrfan karakterleri üzerinden hayatlarımızı, aşklarımızı, ele alan ve güldüren bir oyun. Tanışıp evlenen kahramanlarımız, boşanmaya karar verdiklerinde; karşılarına çıkan hâkimin isteği üzerine tüm süreci tekrar hatırlar ve yaşarlar. Özellikle Türk kültürünün o nadide bakış açılarını, ilişkilerimizde nasıl hissediyor ve yaşatıyoruz gözler önüne seriyor. Tabi ki her yaşanan aşkın içindeki dengesizliklerden, çok da güzel trajikomiklikler çıkmıyor mu çıkıyor. Komedi kısmı tam da o nokta da kendini gösteriyor.
Kesinlikle izlemeniz lazım, şiddetle tavsiye ediyorum gibi cümleler söyleyemem. Zevkler görecelidir malum. Ama o çoğu Türk insanımda olan “tiyatroya gideceksem şaheser olmalı, çok etkilenmeliyim” zihniyetiyle gidecekseniz hiç gitmeyin. Hatta hiçbir tiyatro oyununa gitmeyin. Bakış açımızı değiştirmeden, tiyatronun kendi içinde dallara ayrılan güzel nüansları göremeyiz. Ya da kusurları, eksiklikleri göremeden neyin iyi olduğunu, olacağını bilemeyiz. Ki en azından zevk alacağınızı düşünüyorum. Öyle aman aman neymiş efendim! diyerek etkileneceğinizi düşünmüyorum. Ama standardın üzerinde bir oyun olduğunu söylemeliyim. Kurgusuyla akıp giden, çoğunlukla mizahı güzel kullanan, eğlendiren bir oyun olmasının yanında, oyunculuklarıyla beni şaşırtan bir ekip olduğunu da söylemem gerek.
İrfan Kangı kendi doğal, sempatik haliyle oyunda bizi bizden alırken; Hande Katipoğlu’nun mimiklerini kullanmadaki yeteneği tekrar tartışılmaz bir noktadaydı. Gerçi bazı noktalarda biraz abartılı buldum ama o kadar da olur dedirtiyor merak etmeyin. Atilla Pekdemir’e sözü olan lütfen bana danışsın. Ve gerçekten şaşırdığım iki oyuncuya geliyorum. Her ikisini de TV’de bilimum reklam ve dizilerde izlemiş; genel olarak bir fikre sahipken, itiraf etmeliyim ki en çok etkilendiğim oyuncular oldu. Belki farklı rollerde görmenin etkisi midir diyebilirsiniz, onu da düşündüm ama değil. Kerem Poyraz Kayaalp, birden fazla karaktere bürünürken gösteriyor oyunculuğunu. Peki, Begüm Öner’e ne demeli? Resmen karakteri gerçeğe döndüren bir oyunculuk sergiledi ki, benim için oyunun yıldızı oydu. “Sahnede iyi olan bazı oyuncular, TV’de kendini tam gösteremez ya da TV’de iyi performans sergileyenler, asıl tiyatro sahnesinde zorlanırlar” sözü yıllardır hafızamıza öyle bir yerleşti ki, örnekleriyle karşılaşınca ancak hatırlıyoruz. Begüm Öner, bence tiyatro sahnesine çok yakışıyor. Evet dizi ve reklamlarda da görmeyi seviyoruz ama yalan yok yıldızı tiyatrodaki kadar parlamıyor bence. Arada kaynamamalı, birileri duysa iyi olur.
Sezonda birçok oyunun afiş ve tanıtımları arasında sıkışıp karar veremiyorsanız, bana kulak verin. Denk gelir de karşınıza çıkarsa; gidin ve güzelce eğleneceğiniz bir akşam geçirin.
Sevgiler